Spartaküs
M.Ö 73'te Roma...
Sınıflı toplumların zorunlu sonucu olan sömürünün geçmişteki en çarpıcı örneklerinden biri de İsa'nın doğumuna yakın yıllarda Roma'da yaşanıyordu. Roma toplumunun karşı koyulmaz yüksek sınıftan insanları Modena arenasında kendilerini eğlendirmek için, birbirlerini öldüren Roma'lı köleleri izliyorlardı.
Bu sadist eğlence için gladyatör okulunda özel olarak eğitilen, seçilmiş kölelerin ölümden başka seçenekleri yoktu. Ama insanın yaşama özgürlüğü dahil olmak üzere birçok özgürlüğünü elinden alan, köleci düzen ve onun sahiplerine "DUR" diyecek birinin ortaya çıkması, köleler için bir başka seçenek yaratmıştı. Artık Roma'nın karşısında güçlü bir lider olan Spartaküs vardı.
Spartaküs kimdir?
Gençliğini Trakya'da geçiren Spartaküs, bir savaşta Romalılara esir düşmüş ve köle olarak satılmıştı. Bir köle olarak yaşayamayacak kadar özgürlükçü olması nedeniyle kısa zamanda sahibinin yanından kaçmış ve kiralık asker olmuştu. Ama tüm kölelerde olduğu gibi Spartaküs'ün vücudundaki damga da onun daima bir köle olarak kalacağının belirtisiydi. Bu nedenle, Spartaküs, gladyatör okuluna verildi ve orada öldürmekle yükümlü olduğu diğer kölelerle tanıştı.
İsyan planları
Modena'daki ölüm gününe sıkı denetim altımda hazırlanan kölelerin Spartaküs'ün özgürlükçü düşünceleri benimsemeleri fazla uzun sürmedi. Spartaküs ve arkadaşları önce gladyatör okulundan kaçmayı daha sonra diğer köleleri de yanlarına alarak Romanın güçlü ordularını yenilgiye uğratmayı düşünüyorlardı. Bu, o güne kadar yaşanmamış ve hiç yaşanmayacağı düşünülen bir şeydi.(Çünkü M.Ö 187'de Apuli'de, 134 ve 104'de Sicilya'da başlayan köle yakalanmaları büyük kayıplarla bastırılmıştı.) Ama Spartaküs bunun başarılabileceğine inanıyordu.
Kaçış ve savaşım
Roma'nın, İspanya'dan Güney Fransa'ya, Yunanistan'dan Küçük Asya'ya hatta Kuzey Afrika'ya uzanan güçlü bir otoriteye sahip olduğu günlerde, gladyatör okulundan kaçan Spartaküs ve 73 arkadaşı kısa zamanda onlara katılan 200 kişiyle birlikte Vezüv dağında üslenip özgürlük mücadelelerine başladılar.
Çok geçmeden 3000 kişilik Roma ordusu, Spartaküs ve arkadaşlarının üzerine yürüdü ancak hiç düşünmediği bir yenilgiyle geri döndü. Bu zaferden elde edilen silah ve malzemeler, Spartaküs'ün kurtuluş çağrısına yanıt veren diğer kölelere dağıtıldı. Bu başarıyı duyan bir çok köle Spartaküs'ün ordusuna katıldı. Artık Spartaküs büyük bir ordunun başındaydı.
Roma hızla gelişen tehlikenin boyutlarını kavrayınca 10000 kişilik ordu ile tekrar saldırdı. Bu savaşta, 3000 kadar Galyalı Spartaküs'ün taktiğini göz ardı edip atağa geçince Roma ordusu karşısında yok oldu. 3000 kayba rağmen özgürlükçüler, bu savaştan da başarılı bir şekilde ayrıldılar. Böylece Spartaküs otoritesini güçlendirdi ve ordunun komutasını tam olarak eline geçirdi.
Daha sonra büyük tehlike altında olduklarını hisseden Roma egemenleri çok daha kuvvetli bir orduyu özgürlükçülerin üzerine yolladı. Yapılan savaşta, Spartaküs'ün yakın arkadaşı Kriksiyus'un Roma ordusunu yendiğini sanması ve erkenden eğlenceye başlaması 20000 kişinin ölümüne neden oldu. Buna rağmen Spartaküs'ün ordusu Roma karşısında üçüncü zaferini kazandı. Kriksiyus'un hatası olmasaydı belki de Spartaküs Roma'ya yürüme şansını elde edecekti.
Spartaküs'ün yasaları ve sonu
Bu yoğun savaş dönemiyle Spartaküs, kurtuluşun gelen saldırıları karşılamakla değil, yönetimi ele geçirmekle sağlanacağının farkına varmıştı. Özgürlükçü bir yaşam kurmak için güneye hareket etti ve kısa bir savaş sonunda Thurium şehrini aldı. Bu şehri merkez yaparak kendi yasalarını uygulamaya başladı. Altın ve gümüş biriktirmeyi, yüksek fiyata mal satmayı yasaklayan anlayışın toplum yararına yaptığı düzenlemeler kısa zamanda eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaşamın olanaklarını sağlamış, bu gelişmeler Roma ve onun arkasındaki güçlü toprak sahiplerini rahatsız etmeye yetmişti. Spartaküsçülerin giderek çoğalması ile kendi egemenliklerini kaybedeceklerini anlayan Roma egemenleri diğer ülkelerin de desteğini alarak güçlü bir orduyla tekrar bir saldırı başlattılar. Son iki büyük savaştan sonra kumandanların arasında çıkan anlaşmazlıkların da etkisiyle M.Ö 71 yılında Spartaküs ve ordusu yenilgiye uğradı. Bu yenilgi ile birlikte Spartaküsçüler kölelikten kurtulmak uğruna yaptıkları büyük savaşımın son perdesini oynadılar. Spartaküs de dahil olmak üzere birçok özgürlükçü, savaşta öldü; geride kalanlar ise çarmıha gerilerek katledildi.
Spartaküs hareketinin bugün için anlamı nedir?
Spartaküs hareketi M.Ö 70'li yıllarda, insan emeğinin vahşi sömürüsü üzerine kurulmuş Roma'yı, derinden sarsarak, dünya üzerinde devrimci tarihsel birikimin ilk basamaklarından birini oluşturdu. Hareket, ortaya çıktığı dönemde varolan koşulların zorunlu sonucu olarak, Şeyh Bedreddin ayaklanması ile aynı akıbete uğradı. Çünkü, Spartaküsçülerin perspektifini oluşturan sınıfsız özgür bir yaşamın kurulmasının olanakları henüz ortaya çıkmış değildi. Tarihsel olarak, köleci toplumun yerine kurulacak olan yeni toplum sömürüsüz özgür bir üretime dayanan, sınıfsız bir toplum değil, serflerin sömürüsüne dayanan feodal toplum olacak; sınıfsız, sömürüsüz bir toplum kurmaya yönelik ilk siyasal iktidara sahip olma deneyimi ise 1871 Fransa'sında Paris Komünüyle ortaya çıkacaktı. Yine de Thurium şehrinde ortaya konan yönetim anlayışı ve uygulamaları Spartaküs hareketinin sıradan bir isyancı hareket değil, önemli bir birikim ve özgürlükçü felsefeye sahip bir mücadele birliği olduğunu göstermiş; Spartaküs ve arkadaşlarının mücadelesi, "diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmenin yeğ" tutulmasının ilk örneklerinden birini oluşturmuştur.
Spartaküs'ün özgürlük çağrısı, Şeyh Bedreddin ayaklanmasında, 1871 Paris barikatlarında, 1919'da Almanya'daki Spartakistlerin ayaklanmasında yankısını bulduğu gibi, bir gün sınıfları, sınırları ve sömürüyü ortadan kaldırmak isteyen milyarlarca insanın bilincinde de karşılığını bulacaktır.
(Düş Dergisinden alıntıdır)