Neden 'Şirince Paylaşım'?
Bir gazetede çıkan haber (Kemal Deniz) Hürriyet gazetesinde çıkan bir haber, ilginç olduğu kadar başlığı ve içeriğiyle dikkat çekiciydi. Haber bir dergide, yıllardır televizyonlarda gösterilen Şirinler adlı çizgi film üzerine yapılan tahlili değerlendiriyordu. Haberde Şirinler’in komünist oldukları söyleniyor ve okuyucu uyarılıyordu: “Hepimizin gönlüne taht kuran sevimli yaratıkların aslında çocuklarınızın beyinlerini yıkadığını düşünmüş müydünüz hiç?"
Gargamel sizin olsun Şirinler bizimdir!
18 Nisan 2000 tarihli Hürriyet gazetesinde ilginç ve ilginç olduğu kadar ibret verici bir yazı okudum. Yazının başlığı şöyle: “Şirinler Komünistmiş!” Burada Şirinler’den kastedilen uzun süredir yayınlanan bir çizgi film. Haberi yazan bizi uyarıyor: “Çocuklarınızın beyni yıkanıyor, siz farkında değilsiniz belki ama bu çizgi film komünizmi övüyor.”
Haber şöyle devam ediyor; “Bütün çocukların severek izledikleri sevimli orman cüceler Şirinler’in komünist oldukları tezi ortaya atıldı. Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan üç aylık dü
şünce dergisi Cogito’da yer alan yazıda, Şirinler’in yaşam biçimlerinin komünist olduklarını ortaya çıkardığı iddia edildi.”
Peki haberi yazan bu kanıya nereden varmış? Hangi tehlikeleri farketmiş? İşte tespitler;
“Şirinler küçük bir komünde birlikte yaşıyor, mantar kulübelerine ancak kırk yılda bir çekiliyorlar. Hiçbir şirin bir parça toprak parçasına sahip değildi.”
Haber devam ediyor:
“Paylaştıkları şey toprak değil sadece. Yiyecek ve erzak mantar biçimindeki kulübede saklanıyor, yıl boyunca Şirinler’e eşit ölçüde dağıtılıyordu. Çiftçi Şirin ürünlerini Şirin bireylere satmıyordu. Toplum yararına çalışıyordu bütün şirinler: Marx’ın ilkelerinden biri daha. Aşçı Şirin bütün aç şirinleri doyuruyordu. Yapılacak kulübe, sıkıştırılacak vida mı var, Usta Şirin imdada yetişiyordu.”
Peki yarattıkları komünde barış içinde yaşayan Şirinler’in dünyasında kötü kalpli Gargamel neyi temsil ediyor?
Haberde, çizgi film uzmanı Kristan M. Sonntag’a göre; Şirinler’in can düşmanı, Şirinler Köyü’ne bakan tepedeki şatoda yaşayan acımasız yaşlı büyücü Gargamel, tabii ki kapitalisti temsil ediyor. Gargamel’in amacı Şirinler’i yakalayıp altına çevirmek. Herkesin refahını düşünen Şirinler’in aksine aç gözlü Gargamel ise kişisel varlık, zenginlik peşinde koşan bir kapitalistten başkası olamaz.”
Evet beynini kapitalistlere satmış, çizgi filmimizdeki Gargamel’in kedisi Azman’ı andıran haberi veren Hürriyet gazetesi, yukarıdaki alıntılardan da anlaşılacağı gibi haklı bir kaygıya kapılıyor ve derin derin düşünüyor: Bu Şirinler neden her şeyi paylaşırlar? Neden kavga etmezler? Niçin hep barış içinde
yaşarlar? Birbirlerine neden bir şeyler satmaya çalışmazlar? Hem o da ne? O bir aşçı niye her Şirin’in karnını doyuruyor? Neden herkesin yeteneğine göre bir işi var? Bu köyde hiç işsiz yok
mu? Hele o hep birlikte neşe ile söyledikleri “la la la la...” şarkısı Enternasyonal Marşı olmasın sakın?..
Peki o yaşlı, acımasız büyücü, zenginlik peşinde koşan Gargamel? O... O... O... yoksa bizi mi anlatıyor?
Evet şimdi kesinlikle eminim. Bu olsa olsa komünist işi olabilir. Zengin insanları karalamak isteyen servet düşmanı komünistlerin işi. Sakın... Sakın ola ki çocuklarınıza bu çizgi filmi izletmeyin!
Hem canım izlenecek o kadar çizgi film var değil mi? Hepsinde üstün girişimci kişilikler, hırs, azim, savaş, hazineye-zenginliklere sahip olma yarışı, silah, kılıç var.
Çocuğunuzun bir girişimci, geleceği parlak bir işadamı, servetine servet katmak için önüne geleni ezip yok eden bir işadamı değil de; dayanışma, paylaşım, üretim, barış, kardeşlik, mutluluk vs. gibi komünist işlerine aldanmasını seyredecekseniz, o sizin bileceğiniz iş, bizden uyarması...
Anlaşılan o ki “öldüğü” iddia edilen bir sistemin hayaleti bazılarını -Hürriyet yöneticilerini- paranoya derecesinde hasta ediyor, onun hayali karşısında tir tir titriyorlar.
Ama varsın korksunlar. Bu konuda pek haksız da sayılmazlar; daha dün IMF, Dünya Bankası toplantısını Washington’da protesto eden on binler, ondan önce yüz bini aşkın emekçinin Seattle’deki kapitalizm karşıtı eylemleri, Ekvador, Kolombiya, Peru, Venezuella, Yunanistan, Fransa, Meksika, Türkiye ve bütün dünyada gelişen emekçilerin kapitalizme, Yeni Dünya Düzeni denilen emperyalizme başkaldırıları, onların, kaygılanmakta ne kadar haklı olduklarını gösteriyor. Varsın öyle olsun.
Bir ozanımızın dediği gibi;
Korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar
Geliyoruz, geleceğiz,
yakındır...
Kemal Deniz
=============================
Merhaba!
Her insan günlük yaşamda çevresinde pek çok insanla ilişki kurar.
Ama sadece gerçek dostlar yüreğinizde bir iz bırakır. Çünkü onlar yürekten paylaşanlardır.
Eğer birisi sizi aldatmışsa bu onun suçudur.
Eğer o kişi sizi pek çok kere aldatmışsa bu da (alınmayın ama) sizin suçunuzdur.
Küçük insanlar başka insanları tartışırlar.
Normal insanlar sonuçları tartışırlar.
Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar.
İyi insanlar ise bildiğini PAYLAŞIRLAR...
Kim para kaybederse çok şey kaybetmiştir.
Kim bir dost kaybetmişse daha fazlasını kaybetmiştir.
Ve kim ki umudunu kaybetmişse her şeyini kaybetmiştir.
Başkalarının hatalarından öğrenmelisiniz,
çünkü kendi hatalarınızdan öğrenemeyecek kadar kısa bir ömrünüz var.
Bu yüzden paylaşmalıyız. Birden fazla kişi bir araya geldiği zaman bir grup oluşur. Dostluklar, arkadaşlıklar ortak amaçlar doğrultusunda dayanışma gösterildiğinde anlam kazanır. Paylaşıldığında güzelleşir.
Dün geçmişti.
Yarın birazcık bilmece.
Yaşanılan gün ise dostlukların arkadaşlıkların oluşturulması ya da geliştirilmesi gereken bir gündür.
Siz de isterseniz bu sayfayı diğer arkadaşlarınıza onlarla ne kadar ilgilendiğinizi göstermek, dostça paylaşıma önem verdiğinizi göstermek için, yan kısımdaki seçenekler bölümünden bu sayfayı arkadaşlarınıza ve dostlarınıza tavsiye ederek onları sitemizden haberdar edebilirsiniz.
Şirince Paylaşım
www.sirince.net
===============
Eski sitemizden bir anket:
Şirince Paylaşalım mı?
Hayır, 'gemisini yürüten kaptan!' (11)
Evet, umutlu olalım, sevgi paylaşarak çoğalır. (165)
Benim kafam basmaz böyle işlere. (3)
Ütopyalara karnım tok, ben kötümserim... (5)
Bilmem, önce anneme sorayım... (10)
Toplam Oy: 194