Çocuk İçin Oyun Nedir?

Çocuk İçin Oyun Nedir?

“Oynamayan tay at olmaz...”

Oyun; çocuğun doğal olarak güdülendiği ve belirli bir amacı olmayan, yetişkinler tarafından değil, çocuğun koyduğu kurallara bağlı olarak kendiliğin gelişen ve zevk unsuru taşıyan, davranışlardan oluşan bir etkinliktir.

Çocuk, birçok alanda ki gelişimi için yetişkinin dünyasını keşfetmek amacıyla taklit ya da hayal yoluyla oyun oynar. Fakat bu amacını bilinçli olarak yapmaz ve kendiliğinden gelişir.
Oyun etkinliği içinde çocuğun; ait olma, güç, özgürlük ve eğlence ile ilgili psikolojik ihtiyaçları karşılanırken, yaratıcılık ile sosyal becerilerinin gelişmesi, gerilim ve kaygının azalması ve organlarının harekete geçmesini sağlanmış olur...

Oyun, çocuğun zihinsel kapasitesini geliştiren bir faaliyettir. Büyükleri rahatsız etmeden oyalayıcı ve planlanmış bir faaliyet değildir... Çocuğun en özenli işidir. Yetişkin için iş ve kazanç ne ise onun için de oyun odur... Dış dünyanın kavranılması öğrenilmesi ve hayata hazırlanmanın en keyifli yoludur. Oyunda çocuklar keşfeder, problem çözer, korkuları dramatize eder ve en önemlisi hoşça vakit geçirir, eğlenir... Çocuk zamanının nasıl geçtiğini anlamadığından, tüm dikkatiyle sıkılmadan oyun ortamında öğrenebilir. Eğitim çağındaki çocuklar için zaman kaybı olarak düşünülmesi yanlıştır. Oyun çocuğun içsel duygularını, çatışmalarını, kaygılarını yansıttığı, tanıma ve anlama aracıdır. Bu nedenle de gözlem yaparken sık kullanılır. Ayrıca, ailelerin çocuklarıyla iletişim sıkıntılarını çözmek için beraberce vakit geçirme fırsatı yaratan bir faaliyettir. Anne babaların çocuklarına oyuncaklar alarak görevini yerine getirdiği, sorumluluktan kurtulduğu bir faaliyet değildir. Aileler; çocuğun su ile oynarken üzerini ıslatacaksın, çıplak ayakla yürürken üşüteceksin, bir şeyler taşımak isterken dökeceksin bahanesiyle, engel olunmaması gereken bir aktiviteler bütünüdür... Çocuğun kendini rahat ve huzurlu olabileceği, beyninin ve bedeninin söylediği her şeyi yapabileceği oyun ortamı yaratmak çok önemlidir... Çocuk oyunu kolay olduğu için değil, güç olduğu için sever. Günün her anında, daha güç işler yapabilmek, kendisinden büyük olanlara yetişebilmek için çırpınır...

Oyun; gelişim alanlarının gelişmesine büyük oranda katkıda bulunduğu gibi onun hoş ve zevkli öğrenme ortamı içinde bulunmasını sağlar. Çünkü bu vesile ile dilleri gelişir, fizyolojik açıdan daha yetkin hale gelirler. Ayrıca, çevresindeki bireylerle iletişime girme becerisini geliştirme, araştırma, yetişkin rollerini gözlemleme ve dikkatini toplama fırsatını yakalamış olurlar. Karar verme ve mantık yürütmenin kazanıldığı oyun-çocuk birlikteliğini ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Bu nedenledir ki çocuk için oyun çok önemlidir...

Oyun, mutlu ve rahat bir ortamda kendiliğinden ortaya çıkar ve duyu organları ile sinir ve kaslarda zihinsel düzeyde oluşur. Oyunda deneyimler tekrarlanır, çevre taklit edilir ve yeni şeyler denenir. Oyunun sınır ve mekanları içinde; çocuğun iç dünyası ile dış sosyal dünyanın özdeşleşmesi sağlanır. Kısaca karmaşık dinamik ve eğlenceli bir insan davranışıdır...

Çocuğun büyüme, olgunlaşma ve gelişmesi belirli bir süreç içinde olması nedeniyle oyunun amacı, içeriği ve mekanı da çocuğun yaşına göre farklık gösterir. Yaş, ilgi ve gereksinmelerine göre oyuncak tercihleri değişmektedir.

0-2 yaş döneminde oyunlar düşünceden çok fiziksel hareketleri kapsar. Kasları ile yapabildiklerini oyun olarak tekrarlar. Ağza alınan, kaybolup yeniden ortaya çıkan nesneler onu eğlendirmeye yeter. Daha sonra da nesneleri atarak peşinden bakması, kaybolan nesnenin örtü altında aranması onu eğlendirir. Aileler, çocuğun temel güven dönemini yaşadığı bu döneminde; temel ihtiyaçlarını karşılamaları yanında onunla yakın bir ilişki içinde olması gerekir. Aileler çocukla birlikte resim yapma, kitaplara bakma, el çırparak şarkı söyleme gibi oyunlar oynarsa neşeli ve mutlu vakit geçirmesine yardımcı olurlar. Çocukta, bireyselliğin hakim olması nedeniyle ya kendi kendilerine ya da bir nesneyi çekip, uzaklaştırma ve atma şeklinde oynarlar. Yönlendirilmeleri halinde yetişkinlerle beraber küpleri üst üste koyma ve benzeri birçok oyunu oynayabilirler. Ayrıca yatak üzerine asılmış müzikli oyuncaklar, yumuşak toplar, yırtılmayan maddelerden üretilmiş renkli kitaplar gibi benzeri oyuncaklardan gelişimi desteklemek için yararlanılabilir. Burada şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. 2 yaş ve biraz üzerindeki çocuğunuz, oyuncaklarını başkalarına vermek istemiyorsa, tam yaşına göre davranıyor demektir! En sevdiği oyuncağını başka bir çocuk istediği zaman vermesi için ısrar ederseniz, çocuğunuz, yalnız çocuklar değil, büyükler de dahil bütün insanların onun oyuncaklarını elinden almaya çalıştıklarını sanacaktır... İlerde bu durum düzelecek ve paylaşarak oyun oynadıkları zamanda gelecektir...

2-3 yaş döneminde hareket ve keşiflerin yerini sembolik oyunlar almaya başlar. Başka bir deyişle; nesnelerin başka nesneleri temsil ettiğini kurgular ve kendinin başka birinin rolünü üslenmesi şeklinde sembolik oyunlar oynar. Cansız ojelere canlılık verir ve bebekleriyle konuşur. Nesneleri fantezi dünyalarda yaşattıkları gibi gerçek anlamlarında da kullanırlar. Bu dönemde, dramatik oyunlarda artış görülür. Oyun çağı olarak da adlandırılan bu dönem; gerek zihinsel kapasitenin gelişimi, gerekse duyguların dışa vurumu açısından hayati önem taşır. Anne ve babalarca, araştırma ve öğrenme merakı tatmin edilerek fantezilerinin dışa vurumu sağlanmalıdır. Hayali arkadaşlar çok görülür. Bu durumunu yadırgayarak telaşa kapılmanıza gerek yoktur... Bazı anne-babaların zengin olmadıkları için çocukların pahalı ve kapsamlı oyuncaklar alamadıklarına üzülürler. Halbuki, ona basit bir araba veya ev verirseniz daha mutlu edersiniz...

3-6 yaş döneminde cinsel organlar fark edilir ve ilgi bu bölgelere yönelir. Cinsler arası ayrımla ilgili sorular çoğalır. Bazen bu sorularıyla anne, baba ve yetişkinleri zor durumlarda bıraktığı olur... Kendisinin ve ailesinin rollerini daha açık bir şekilde kavramaya başlar. İhtiyaçlarını karşılarken daha aktif ve paylaşmaya da hazırdır. Merak ve araştırma duygusunu tatmine çalışır. Yaptıklarının engellenmesi onda suçluluk duygusu yaratır. Alacağınız okul öncesi kitapların; çoklu zeka kuramı ve toplumun kültürel değerleri doğrultusunda hazırlanıp hazırlanmadığına, duygular ile akıl yürütme ve yaratıcılığın gelişmesine imkan verecek şekilde içerik taşıyıp taşımadığına dikkat etmeniz gerekmektedir. Anne babalar çocuğun farklı şekiller, renkler görmesini ve sesler duymasını sağlayıp, eşyalara dokunmasına fırsat vermek suretiyle onun çevreyi anlayabilmesine fırsat vermeliler. Onların anlayacağı düzeyde açıklama yapmak suretiyle anlamaları için de zaman tanınmalıdır...

6-12 yaş döneminde ego hızla gelişir. Çalışma ve üretkenlik duygusunun geliştiği yaştır. Karşı cinse karşı düşmanca duygular gelişebilir. Oyunlarda, kendi cinsinden arkadaşlar edinmeyi tercih eder. Sınırlı da olsa mantıksal düşünce süreci başlar. Somut olayları daha çabuk kavrar. Bu dönemde kural ve rekabet içeren oyunlar tercih edilir. Grup kuralları belirler ve katılanlar da kurallara uyarlar. Ya kurallara uyar ya da oyun dışı kalır. Başka seçenek yoktur. Zihinsel ve bedensel becerinin ortaya konduğu rekabete dayanan oyunlar oynanır. Aslında oyunu yöneten bir de lider vardır. Çocuğun sosyalleşmesinde bu oyunların önemi çok büyüktür... Anne-babaların görevi; grup içindeki arkadaşlarının niteliği ve oynanan oyunların içeriğini hissettirmeden kontrol etmektir. –Çocukların; zararlı alışkanlık edinmeleri ve suça yönelik olaylara karışmaları genellikle arkadaş teşvikiyle olduğu unutulmamalıdır.-

Oyun ortamının hazırlanması kadar oyuncak seçimi de önemlidir. Okul öncesi eğitim kurumlarında oyuncak seçilirken yaş gurubu özelliklerine, eğitici olmasına özellikle dikkat edilmelidir... Anne-babaların oyuncak seçimi konusunda hassas davranması kendileri ve çocukları açısından yararlı olacaktır. Oyuncak alırken cinsiyet ayrımı gözetmemelisiniz. Yani kız çocuklarına hep bebek, erkek çocuklarına ise araba almak gibi... Çocukların; yumuşak oyuncaklardan çok hoşlandığını ve sarılma ihtiyacını karşıladığını unutmayıp evde ayıcıklar, köpekçikler için mutlaka yer ayırmalısınız. Tahta ya da plastik bloklar, kova, tırmık, kürek, puzzlle, oyun hamuru, ve legolar da evinizde olması gereken oyuncaklardandır. Ayrıca evinizde, çocuk için bir faaliyet köşesi de yaratabilirsiniz. Boyalar, atık materyaller, kutular, boyalar vs. ile birlikte keyifli zaman geçirir, hem de yaratıcılığını artırabilir... Sizler de; faaliyet köşesinde bütün bir günün yorgunluğunu atabilmek için çocuğunuzla bire bir oynayarak hem özleminizi giderebilir, hem de hoşça vakit geçirebilirsiniz. Unutmayın ki çocuğunuz için oyun, onun en önemli işidir. Bu yolla hayatın gerçeklerini ve sosyal hayata uyum sağlamayı öğrenir. Sizlere düşen görev, uygun ortamlar hazırlayarak çocuklarımızın gelişimini desteklemektir... Oyun düşünülmeden yapılan bir faaliyet ise, oyuncak da; 14 yaşından küçük çocukların oyunlarında kullanmak amacıyla tasarlanan ve imal edilen her türlü ürün, araç ve gereçleridir.

Burada oyuncak alırken dikkat edilmesi gereken hususlara da değinmekte fayda olduğu kanısındayım. Oyuncak alırken; oyuncağın, çocuğun el becerilerini, yaratıcılığını, düşünce bellek ve hayal gücünü geliştirecek, rahatlıkla tutup kavrayabileceği sağlam bir yapıda olması gerekir. Diğer hususları kısaca sıralarsak:

*Oyuncakların mutlaka çocuğun yaşına uygun olarak seçilmesi gerekir. Böylece ilk deneyimlerini kolayca ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmiş olurlar.

*Bebekler oyuncakları sürekli ağızlarına götürdükleri için diğer bebeklerle paylaşırken ve kendisi oynarken sağlık koşullarına dikkat edilmeli ve temizlenmelidir. Evinizde temiz oyuncakların konulduğu bir bölüm ile temizlenecek oyuncakların yer aldığı bir bölüm hazırlayabilirsiniz... Bu bölümdeki dolapların yıkılmayacak şekilde monte edilmesi gerekir.

*Oyuncağın ambalajı üzerindeki kullanma talimatına mutlaka dikkat ediniz ve okuyunuz...

*Oyuncak üzerinde bulunan göz, burun, düğme gibi eklentilerin sağlam ve kopmayacak şekilde monte edildiğinden emin olunuz. Aksi durumda bebeğin boğazına kaçabilir ve acı bir durumlarla karşılaşabilirsiniz...

*Oyuncağın titizlikle incelenmesi, dolgu maddelerinin çocuğa zarar verecek maddelerden oluşmaması konusunda titiz davranmalısınız...

*Oyuncakları oluşturan parçalar veya bölümleri çocuğun yaşına uygun olarak tehlike içermeyecek nitelikte, kalitede olmalıdır. Örneğin; 1-1,5 yaşındaki bir çocuk, küçük parçalardan oluşan ve yutabileceği ya da ağzına sokabileceği oyuncaklarla oynamamalıdır. Oyuncakların bebeğe veya çocuğa zarar verecek sivri ve keskin parçalardan oluşmaması gerekir...

*Oyuncakların zehirsiz boya malzemeleri ile boyanmış olanlarını tercih etmelisiniz...

*Oyuncağın dikiş yerlerinin sağlam olup olmadığını, kötü koku yayıp yaymadığını, yüksek ses çıkarıp çıkarmadığını, yapısı gereği mikrop barındırıp barındırmayacağını titizlikle kontrol etmelisiniz...

*Kaydırak, salıncak ve halat gibi üzerinde oynanan oyuncakların bağlantı yerlerinin sağlamlığına azami dikkatin gösterilmesi ve bu tür oyuncakların sürekli kontrolden geçirilmesi gerektiğini aklınızdan çıkarmamalısınız...

*Pille çalışan oyuncakların mutlaka kullanma kılavuzunun bulunması, pil yerlerinin çocuğun açamayacağı şekilde emniyetli bir şekilde vidalı olmasına dikkat etmelisiniz... (Pil değiştirmek gerektiğinde hepsini birden değiştiriniz.)

*Bisiklet kullanırken kask kullanma alışkanlığı da kazandırmalısınız...

*Oyuncağın üzerinde üretici ve ithalatçı firmanın adresleri ayrıntılı bir şekilde bulunmalıdır. Ayrıca hangi yaş sınırındaki çocuklar için üretildiği de belirtilmelidir. Bu ayrıntılı bilginin bulunup bulunmadığına dikkat etmelisiniz... (Bulunmayanlara şüpheyle bakmalısınız.)

İncelediğimiz birçok kaynak, edindiğimiz bilgi ve deneyimlerimize dayanarak yukarda belirttiğimiz kısıtlı içeriğe daha birçok şey ilave edilebilir. Sizler araştırarak bilginize bilgi katmalısınız. Çünkü çocuk yetiştiriyorsunuz...

İsmail KARAYILAN