Bir Test ve Fıkralar
Aşağıdaki testi çözün ve bilgisayar bilginizi sınayın.
1. Internet alemine verilen bir diğer adı nedir?
Sanal alem
Banal alem
Devr-i alem
El alem.
Harcialem.
2. Taşınabilir bilgisayarın adı nedir?
Diz üstü
Kıç üstü
Bas üstü
Pilav üstü
Kalk gidelim
3. Bilgisayarın elemanlarını oluşturma işlemine ne ad veriliyor?
Konfigürasyon
Motivasyon
Modernizasyon
Losyon
Illüzyon
4. CD sürücülere alternatif olarak geliştirilen yeni sistemin adı nedir?
DVD
DEVE
DEVEDE KULAK
Öz CD
Hakiki CD
5. Bilgisayar bilgilerinin saklandığı yerin hacmini belirleyen ölçü nedir?
Byte
Kilo
Litre
Hektar
Hektor
6. Monitörlerin büyüklüğünü betimleyen ölçeğe ne ad verilir?
Inç
Karış
Arşın
Göz kararı
Dirhem
7. Bilgisayarlara virüs göndererek suikastlar düzenleyen sanal alem teröristlerine verilen ad nedir?
Hacker
Bakir
Fucker
e-sapık
e-cani
8. Internet ortamında sohbet etmeye ne deniyor?
Chat
Çen çen
Dır dır
Vir cir
Lak lak
9. Internet’te sohbet etmek için alınması gereken isme ne denir?
Nick Name
Nick Nolte
Dedektif Nick
Göbek Adı
Sıfat
================================
Fıkralar
'Temel ekinini kurutuyormuş.
-Allahım, ne olursun ekinim kurumadan yağmurunu yağdırma demiş.
Ekini kurudu kuruyacak, akşam üzeri, son yarım saatte
yağmur yağmış, çürümüş tüm ekin. Sabah olmuş, ahıra gitmiş.
Bir de bakmis ki eşeği de ölmüs.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. ilk gün niyetlenmiş bizimki.
Iftara yarım saat kala bir sigara çıkartıp yakmış. ilk nefesini
şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
-Nasıl, illet oluyorsun şimdi değil mi? demiş ve eklemiş;
-Eşeği de kurbana saymazsam ne olayım !
.................
'Adamın biri ölmüş ve başmeleğin karşısına çıkmış. Melek elinde adamın defterini karıştırıp duruyor ve bir sevap arıyormuş. Bakmış bakmış en sonunda defterden sadece bir tane sevap bulmuş.
- Bak oğlum, senin nereye gideceğin belli. Sen cehennemliksin ama şu sevabının hatırına sana bir seçim şansı tanıyorum. Türk cehennemine mi gitmek istersin yoksa Avrupa cehennemine mi?
Bizim uyanık hemen sormuş:
- Aralarındaki fark nedir?
- Avrupa cehenneminde sana her gün bir kaşık bok yedirecekler, Türk cehenneminde ise bir kova yedirecekler.
Tabii adam hemen Avrupa cehennemini seçmiş ve göndermişler. Günler gayet güzel geçiyormuş. Sadece her gün çok şık giyinimli bir garson gelip adamın ağzına bir kaşık bok sıkıştırıyor ve gidiyormuş. Aradan 40 yıl geçmiş ve adamın midesi artık bok kaldıramayacak duruma gelmiş. Kendi kendine düşünmüş:
"Ben bir kaşığa dayanamıyorum, Türkler bir kovaya nasıl dayanır?"
Sonunda kalkıp Türk cehennemine gitmiş. Içeri bir girmiş içeride halaylar çekiliyor, horonlar tepiliyor. Hemen birini çevirip sormuş:
- Ya ben 40 senedir buradayım bir kaşığa dayanamıyorum, siz bir kova yiyip nasıl hala bu durumda olabiliyorsunuz?
- Adı üstünde burası Türk cehennemi, burda kova bulunsa bok bulunmaz, bok bulunsa kova bulunmaz.. 40 yıldır bir bok yiyemedik!
...............
'Turistin biri evcil hayvan dükkanına girer ve hayvanlara bakmaya baslar. Bu arada içeri giren başka bir müşteri tezgahtara bir AutoCAD maymunu istediğini söyler.
Tezgahtar hay hay der ve kafeslerden birine giderek bir maymun çıkarır. Maymunun tasmasını takarak müşteriye verir ve 5,000$ der.
Müşteri parayı öder ve maymununu alarak oradan çıkar.
Şaşırmış olan turist tezgahtara giderek
-Çok pahalı bir maymunmuş. Bunların çoğu bir kaç yüz dolar iken o neden o kadar pahalı?
Tezgahtar;
- O maymun AutoCAD'i çok hızlı kullanır, hiç bir hata yapmaz, değerli bir maymundur, diye cevap verir.
Turist diğer bir kafesteki maymuna bakar,
- Vay bu daha da pahalıymış. Bu ne yapıyor?
- Ha, o bir dizayn maymunudur. Sistem dizayn edebilir, yerleşim projeleri yapar, çizimler yapar, spesifikasyonlar yazar, hatta bazı hesaplamaları dahi yapar. Hepsi de gerçekten faydalı şeylerdir, der tezgahtar. Turist etrafa biraz daha göz gezdirir ve tek başına bir kafeste bir maymun görür.
Boynundaki etikette 50,000$ yazmaktadır.Soluk soluğa tezgahtara gider.
- Ya surdaki maymun ne yapıyor?
- Ha o mu? Onu gerçekte bir şey yaparken görmedim, ama diğerleri ona "müdür bey" diyorlar...
.............
'Iranlı yazar Daryush Shayegan'ın "Yararlı Bilinç" adlı kitabından
alınma aşağıdaki fıkra bakalım size de aşina gelecek mi?
Yıllarca ülkesinden uzak kalmış genç bir adam Iran'a döndüğünde
Tahran Havaalanı'ndan evine gitmek için bir taksiye biner. Yarı yolda
şoföre ilk tütüncüde durmasını söyler.
- Tütüncüde ne yapacaksınız beyim? diye sorar şoför.
- Sigara alacağım...
- Sigarayı artık camide satıyorlar beyim.
- Camide mi ? Yahu cami Allah'ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?
- Hayır beyim! Ibadet etmek için artık üniversiteye gidiliyor.
- Peki o zaman öğrenim nerede yapılıyor?
- Öğrenim hapiste yapılıyor beyim.
- Hapiste hırsızlar yok mu?
- Hırsızlar artık hükümette beyim...'
......................
Amerika'dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne çıkan Kemal Derviş;
- Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş.
Arkasından da sormuş:
- Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer?
Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş
- 26 milyon dolar...
- Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki...
- Ben, 70 milyona bölmedim ki...
- Kaça böldün?
- 550'ye!..
...............
Bir bilmecem var çocuklar"in azeri versiyonu
Yüksek sesle ve melodisiyle okuyun, çok eğleneceksiniz:
Bir sormacam var balalar / Gaydi gaptir gaptir /
Çaya gaamaltıya gatar / Dimeli nedir nedir /
Miskimit denince ahla / Tamam sindi gaptım /
Heman onun adı düser / Eti Eti Eti
...............
İstanbul'dan gelen bir kadın bir dükkânda aynasını unutmuş.
Ve böylece tarihte ilk kez Kars'a ayna girmiş olmuş!
Kadın gittikten sonra dükkân sahibi aynayı görüp eline almış...
Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş karşısındakini.
- Ey gidi gardaşımm, seni bi daha görmek nasipte varmış!
Aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine.
Karısı bakmış, adam bir şeye sarılıp uyuyor!
Almış aynayı bir bakmış bir kadın!
- Allah belanı vireee. Bu karı da kim?
Bi boka da benzese diyerek feryat figan evden çıkmış kadıya gitmiş.
- Kadı efendi adam beni bu çirkin karıyla aldatiiii
Kadı aynaya bakmış ve şöyle demiş : 'Yav bu karıdan çok gavata benziir'
=================
La Fontaine diye biri var
Karınca yaz boyunca çalışırken ağustos böceği saz çalmış. Bilirsiniz hikayeyi.
Tabi kış gelmiş, karınca sıcacık evinde afiyet içinde yaşıyorken bir gün kapısı çalmış.
Bakmış ağustos böceği. "Tamam" demiş, "Yaz boyunca saz çaldın simdi aç kaldın ve benden yemek istemeye geldin değil mi? Saz çalacağına biraz çalışmış olsaydın böyle aç kalmazdın."
Ağustos böceği de "Yoo, yanlış anladın demiş. Biz yaz boyunca saz çalınca, ayıptır söylemesi biraz para yaptık da. Hatta meşhur da oldum, şimdi Avrupa turnesine çıkıyorum. Belki oralardan istediğin bir şeyler vardır, diye sormaya geldim" demiş.
Karınca bir bakmış ağustos böceğinin hiç öyle aç bir hali yok. Üzerinde bir kürk var, arkada da kocaman bir limuzin, önünde şoförü ile onu bekliyor.
"Yok, bir şey istemiyorum" demiş, " ama Fransa'ya uğrayacaksın değil mi?"
-Evet
-İyi o zaman, demiş karınca, Paris'e gidince orada La Fontaine diye biri var, ona söyle onun sülalesini ... ben demiş.
==================
MÜSLÜMAN
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve "Aranızda Müslüman olan var mı?" diye sorar.
Korkudan kimse birşey diyemez. Birazdan yaşlı bir adam ayağa kalkar "Ben Müslümanım " der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. Adam dışardaki inek sürüsünü gösterip "Amca‚ bunları kurban edicem de ben beceremem, yardım eder misin?" diye sorar.
Yaşlı adam baya bir hayvanı kestikten sonra "Ben yoruldum başka birini bul" der. Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve sorar:
"Aranızda başka Müslüman var mı?" Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar‚
"Ne bakıyosunuz ulan," der imam "İki rekat namaz kıldırdık diye hemen müslüman mı olduk?"
=================
Çözüm
Yüzü gözü mosmor bir kadın doktora gider.
Doktor: Ne oldu size?
Kadın: Doktor bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip de evesarhoş dönse beni gebertene kadar dövüyor.
Doktor: Bu konuda size çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi. Kocanız sarhoş olarak eve geldiğinde elinize bir bardak şekerli çay alın
ve kocanız yatıp uyuyana kadar ağzınıza alacağınız bir yudum çayı ağızınız içinde sürekli dolaştırın...
İki hafta sonra, aynı kadın, eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyaret eder.
Kadın: Evet doktor, harika bir çözümdü bu. Kocam eve sarhoş geldiği her seferinde, yatıp uyuyana kadar ağzıma bir yudum çay alıp ağzımı çalkalar gibi ağzımda dolaştırdım; ve kocam bana hiç dokunmadı.
Doktor: Gördünüz mü, ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor...
==============
Cehennemde
Kraliçe Elizabeth, Obama ve Erdoğan ölmüşler ve doğruca cehenneme gitmişler. Bir gün Kraliçe Elizabeth "Ben Britanya'yı çok özledim. Britanya ile konuşmak istiyorum. Bakayım ne yapıyor herkes" demiş. Telefonu açmış ve 5 dakika konuşmuş ve sonra da dönüp;
"Şeytan borcum ne?" diye sormuş. Şeytan,
"5 milyon dolar,"diye cevap vermiş. Kraliçe vakur bir edayla, derhal bir çek yazmış ve geçmiş koltuğuna oturmuş.
Obama, buna fena içerlemiş ve başlamış bağırmaya.
"Ben de, ben de özledim ABD'yi. Ben de herkes ne yapıyor, bilmek istiyorum," demiş. O da telefona sarılmış ve 2 dak. konuşmuş ve telefonu kapatmış ve sormuş;
"Borcum ne kadar?" Şeytan,
"10 milyon dolar," demiş. Obama çok bozulmuş ama o da bir çek yazmış ve geçmiş sandalyesine oturmuş.
Erdoğan, onları çok kıskanmış, bas bas bağırmaya başlamış.
"One minute, One minute, sıra bende, sıra bende! Ben de Türkiye'ye telefon açmak istiyorum. Bakanlarımla, yardımcılarımla, parlamentodaki herkesle konuşmak istiyorum," demiş. Türkiye'yi aramış ve yaklaşık 20 dakika konuşmuş, konuşmuş, konuşmuş sonra da Şeytana sormuş;
"Benim borcum ne şimdi?" Şeytan,
"20 dolar," demiş. Erdogan şaşırmış;
"Yirmi dolar mı? O kadarcık mı?"
Şeytan cevap vermiş;
"Evet. Eğer bir cehennemden diğerini ararsan, şehiriçi konuşma oluyor."